(M.Ö.610 – M.Ö.540)
Thales’in, yeryüzünün üzerinde yüzdüğünü iddia ettiği su kütlesini neyin taşıdığı sorusuyla, batıdan yok olan güneşin, ertesi sabah nasıl olup da doğudan doğduğu sorusuna tatmin edici bir yanıt getirmede yetersiz kaldığını görmüştür. Böylelikle Anaksimandros, dünyanın bir tepsi değil de, genişliği yüksekliğinin üç katı olan bir silindir şeklinde olduğu düşüncesine ulaşmıştır. Bu görüşe göre dünya, evren’in tam merkezinde, boşlukta ve dayanaksız olarak durmaktadır. Evren küresinin her yerine eşit uzaklıkta bulunan dünya’nın, şu ya da bu yöne gitmesi için hiçbir neden yoktur.
Thales, temel tözü su ile özdeşleştirmiş, yani bilinen bir madde olarak görmüştü. Anaksimandros’a göre bu mümkün değildir. Bilinen, kesinlikle sonludur. Karşıtı ile sınırlandırılmıştır. Ama temel töz, sonsuz ve tükenmez olmalıdır. Sonsuz sayıda evren olduğunu öne süren Anaksimandros’a göre, sonsuz miktarda maddenin mevcudiyeti gereklidir. Bu yüzden ana maddeyi, “aperion” (sınırı olmayan madde) olarak isimlendirmektedir. Hava soğuk, su nemli, ateş sıcaktır. Bunlardan biri sonsuz hacimde olursa, diğerlerini derhâl ortadan kaldırır. Bu yüzden ana töz, kozmik (evrensel) çatışmada tarafsız olmalıdır. Sudan, yalnızca ıslak ve soğuk olan şeyler türeyebilir. Oysa, dünyada sıcak ve kuru olan şeyler de vardır.