“İnsanın doğası, iyi şeyler yapmak, işbirliği yapmak ve başkalarından iyiliğini istemektir. ” Epiktetos
Başkalarının size hayran olmasına bağımlı olmayın. Bunda hiçbir güç yoktur. Kişisel erdeminiz dışsal bir kaynaktan çıkartılamaz. Kişisel erdeminiz kişisel arkadaşlarınızda bulunmaz, başka insanların size gösterdiği saygıda bulunmaz. Öteki insanlar, sizi sevenler bile, sizin fikirlerinizle uyuşmazlar, sizi anlamazlar ya da sizin coşkunuzu paylaşmazlar. Bu bir yaşam olgusudur. Artık büyüyün! Başka insanların sizinle ilgili ne düşündüklerinden size ne!
Kendi erdeminizi kendiniz yaratın.
Kişisel erdeme, mükemmel insanlarla arkadaşlık ederek ulaşamazsınız. Kişisel erdeminizi yaratmak için kendi emeğinizi harcamalısınız. Bunu şimdi yapın, elinizden gelenin en iyisini yapın ve kimin sizi gözetlediğiyle ilgilenmeyin.
Başkalarından saygı ya da hayranlık beklemeden kendi yararlı işinizi yapın. Başkalarından beklediğiniz hiçbir şey, kendi yaratacağınız erdem kadar değerli değildir.
Başkalarının zaferleri ve mükemmellikleri onları ilgilendirir. Benzer şekilde, sizin sahip olduğunuz şeyler de mükemmel olabilir, fakat siz bu mükemmelliği ötekilerden çıkartamazsınız.
Şunun üzerinde düşünün: Gerçekten size ait olan şey nedir? Sizin yolunuza çıkan fikirleri, kaynakları ya da fırsatları düşünün. Kitaplarınız var mı? Okuyun onları. Onlardan öğrenin. Onlardaki bilgeliği yaşamınıza katın. Özel bir bilgiye sahip misiniz? Onu bütünüyle ve iyi bir şekilde kullanın. İyi bir fikriniz mi var? Bu iyi fikrinizi izleyin ve izlemeyi sürdürün. Neye sahip olduğunuzu bilin ve uygulayın, gerçekten sizin olan şey nedir?
Kendinizle birlikteyken haklı olarak mutlu olabilirsiniz ve gerçekten sizin olan şeyi tanıyarak doğa ile uyumlu edimleriniz olur ve bu, mutluluğunuzu kolaylaştırır.
* İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar, Epiktetos . Kolleksiyon Yayıncılık, 2010
EPİKTETOS
M.S. 50 yılında Hierapolis’te dünyaya geldiği söylenen stoacı filozoftur. Roma da yaşadı; daha sonra Nicopolis’e sürüldü. Roma’da Epaphroditos’un kölesiydi. Köle olmasına rağmen zamanını oldukça verimli geçirdi. Roma’da stoacı filozof Musonius Rufus’un derslerine katıldı. Söylentiye göre sert bir efendisi vardı. Efendisi de Neron’un azatlı kölesiydi. Bir gün efendisi Epaphroditus’un zulmünün sonucunda bacağı sakat kaldı. Epiktetos, azat edildikten sonra Domitianus tarafından diğer filozoflarla birlikte sürgüne gönderildi. Hayatının en önemli ve ünlü dönemi bundan sonra başladı. Sürüldükten sonra Nicopolis’e gitti ve orada bir felsefe okulu kurdu. İmparator Hadrianus tarafından ziyaret edilen bu okulun en ünlü öğrencisi Flavius Avrianus oldu. Avrianus, derslerde tuttuğu notları düzenleyerek Ditribai Enkheiridion (Düşünceler ve Sohbetler) adlı bir kitap yazdı ve büyük bir tarihçi oldu. Epiktetos stoacı yaşam biçimine uygun olarak sade bir hayat sürdü. Bilindiği kadarıyla Epiktetos hiçbir şey yazmadı. Çalışmalardan kalanları öğrencisi Avrianus yazıya döktü. Diğer stoacılara göre Epiktetos ahlak konusu üzerinde daha fazla durdu. Amacımızın kendi hayatlarımızın efendisi olmak olduğunu savunur. M.S.135 yıllarında Nicopolis’te öldü.