(1889-1976)
Heidegger (okunuşu:haydega) 20. yy’da hümanist varoluşçuluğun en seçkin temsilcisidir. Almanya Baden’de doğdu. Yaşamı boyunca Almanya’dan hiç ayrılmadı. Tüm yaşamı boyunca akademisyen kaldı. Freiburg’da öğrenciyken Edmund Husserl’den ders aldı ve onun özel yönteminden baş eseri olan ve Husserl’e adanan ‘Varlık ve Zaman’da yararlandı. 1933’de iktidara geldiğinde Nazi Partisi’ne katıldı ve Freiburg Üniversitesi’nde ilk Nasyonal Sosyalist rektörü oldu. Bir yıl sonra rektörlükten istifa ettiyse de, savaşın sonunda Almanlar yenildiğinde Nazi geçmişi nedeniyle altı yıl üniversitede ders vermesi yasaklandı.
Heidegger’e göre bakmakta olduğumuz dış dünyadan ayrı değiliz. Bizler, bu dünyanın bütünleyici bir parçasıyız. Derinlemesine düşünüldüğünde asıl gizem bilgi değil, varlıktır, varoluştur. Şu ya da bu şeyin sürmekte olduğuna dair bir kavrayış olmasaydı, kendi varoluşumuza karşı bir bilincimiz olmazdı. Bu bir zaman boyutunu gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla farkında ve bilincinde olduğumuz varoluş doğası gereği zamansaldır. En önemli yönleriyle bizim varlık kipimizin, öğeleri geçmiş, şimdi ve gelecek zamana karşılık gelen üç yönlü bir yapısı vardır; bu yüzden, son tahlilde varlık zamandır. (bu kitabının ismidir.)
Ona göre yaşama ilişkin sağlam bir kavrayış ancak ontik (varlık )olanla tarihsel olanı temel birlikte bir araya getirmekle elde edilebilir. Onun insan var oluşu için kullandığı terim Dasein’dir. (Dasein, iki başlı bir hayat sürer. Biri, zamana tabi olan ve gündelik yaşam içinde bulunma durumu, diğeri ise zamansallığın dışında zamansız olanı,aşkın olanı anlayabilme durumu olarak ifade edilebilir.)