MANTIKU’T TAYR: KUŞ DİLİ
4724 beyitten oluşan mesnevi tarzındaki eser XII. Yüzyıl sonlarında İranlı Şair Feridüddin Attar tarafından kaleme alınmıştır. Eserin müellifi Feridüddin Attar, İran’ın en önemli dört şehrinden biri olan kültür kenti Nişabur’da 1136 yılında dünyaya gelmiş ve 1221 yılında vefat etmiştir. Feridüddin Attar ünlü bir şair ve mutasavvıf olmasının yanı sıra hekimlik ve eczacılıkla da uğraşmış ve bu sebepten de ‘eczacı, şifacı, aktar’ gibi anlamlara gelen ‘Attar’ ismiyle anılmıştır. Çağdaşlarını ve kendisinden sonra gelen birçok edebiyatçı ve düşünürü etkilemiştir. Mevlana’nın meşhur Mesnevi’sinde de Attar etkileri görülmektedir.
Kuşlar ülkesinin bir padişahı yoktur. Bir padişah seçmek isterler ve bu konuyu tartışırken gökyüzünden süzülerek inen hayret verici güzellikte ve renkteki bir tüy görürler. Ve rehber kuş Hüthüt, bu tüyün efsanevi padişahları Simurg’a ait olduğunu söyler. Bir hasretle ve hep birlikte efsanevi padişahlarını aramak için yola koyulurlar… Ne var ki yol uzun, yolculuk zorlu, şartlar ağırdır. Ve önlerinde uzanan, kanatlarının altından geçen bu yol tuzaklarla, aldatıcı renklerle ve kokularla doludur. Dönenler olur, bir yerde ve noktada takılıp kalanlar… Aşılması gereken engeller, geçilmesi gereken denizler, tırmanılacak dağlar ve her biri bir durak olan vadiler vardır ve yolun tüm bu bileşenleri ile yolculuğun kendine has doğası onları sürekli olarak sınar…
Attar, eserinde kuşların yolculuğunu anlatırken eskilere ve çağdaşlarına ait birçok mesel ve hikâye de anlatır. Tüm bu kıssalar, kişinin kendisine hisse çıkarması içindir biraz da. İstek, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret ve yokluk kavramlarını derinlemesine inceleyen Attar, kendine özgü üslubuyla bizleri düşünmeye sevk eder ve yine o üslupla derdi anlatırken derdin dermanını da bu denklemin dışında bırakmaz.
Sizce kuşlar Kaf Dağı’na ulaşıp efsanevi padişahları Simurg’u bulabilecekler mi? Peki ya kaçı görebilecek yolun sonunu? Ya da yolları sonlu mu? Tüm bu soruların yanıtını merak ediyorsanız kuşlarla birlikte bu yolculuğa çıkmaktan çekinmeyin ve kuşların rehberi ve sözcüsü Hüthüt’e kulak verin;
Simurg apaçık meydanda olmasaydı hiç gölgesi olur muydu?
Simurg gizli olsaydı hiç aleme gölgesi vurur muydu?
Burada gölgesi görünen her şey; önce orada meydana çıkar, görünür.
Simurg’u görecek gözün yoksa gönlün ayna gibi aydın değil demektir.
…
O ayna gönüldür; gönle bak da, onun yüzünü gönülde gör!”
Hazırlayan: Alparslan Telli