Fritjof Capra bu kitabında tabiat bilimleri, beşeri ve sosyal bilimler alanında Newtoncu-Descartescı mekanistik dünya görüşünün sürmekte olan etkisini ve yeni fiziğin bilimlerde paradigma değişimi için ideal model olduğunu ortaya koyuyor.
”1920’lerde Heisenberg ve Bohr’un başını çektiği fizikçiler dünyanın birbirinden bağımsız nesnelerin bir koleksiyonu olmayıp daha çok birleşik bir bütünün çeşitli kısımları arasındaki bir ilişkiler ağı şeklinde göründüğünü fark etmeye başladılar.”
Bilim adamları atomik fenomenleri klasik terimlerle tasvir ettiklerinde paradokslar ortaya çıkmıştı. Çünkü atom altı madde ikili (düal) -bazen parçacık bazen dalga şeklinde- mahiyet sergiliyordu. Sonunda Kuantum Teorisi formüle edildi ve fizikte klasik çatının sınırları dışına çıkıldı. Böylece parçacıklara indirgemenin tersine evreni ilişkiler ağı şeklinde gören Doğu düşüncesiyle paralel yeni fizik ortaya çıktı.
İşte yazarımız kitabında, W. Heisenberg ile yeni fiziğin Doğu Mistisizmine benzerliğine dikkat çekiyor; J. Krişnamurti ile Doğu maneviyatına dalıp kendini gerçekleştirme yolunda anahtar fikirler edinmeye çalışıyor.
G.Bateson ile yeni zihin kavramını irdeliyor; G. Chew ile tabiatı temel birimlere indirgemeyen Bootstrap Teorisi’ni ele alarak bu teoriyi Budizm ile ilişkilendiriyor. S. Grof ile psikanalizi, R. D. Laing ile akıl hastalığını, C. Simonton ile kanser hastalığını ele alarak sağlık alanında hakim görüşlerin ötesine uzanıyor; insan tabiatına mekanistik ve indirgemeci bir yaklaşımdan bütüncül ve ekolojik bir vizyona yönelen paradigma değişiminin ana hatlarını çiziyor.
E.F. Schumacher ile ekolojik bilince dayanan ekonominin ve insanlığa dost teknolojilerin bilgelikle bağlantısını kuruyor; C. Merchant ile feminizm ve ekoloji arasındaki ilişkiyi, mekanistik bilimin doğuşundan itibaren tabiatın sömürülmesiyle kadın sömürüsünün birlikte ilerlediğini keşfediyor. H. Henderson ile ekonominin ekolojik ve sosyal gerçekleri de içine alan bir yeniden yapılandırmaya ihtiyaç duyduğunu ve geçerli ekonomik modelin miadını doldurduğunu gözler önüne seriyor; İndira Gandhi ile Hint toplumunda feminizmin yerini sorguluyor.
Her biri konusunda uzman seçkin entelektüeller, bilim adamları ve politikacılarla yapılmış konuşmaları içeren bu kitap fizik, biyoloji, psikoloji, tıp, ekoloji, ekonomi, politika, feminizm, maneviyat gibi birçok alanda ufku genişleten bilgiler içeriyor.
Hazırlayan: Ezgi Çetin