8.yüzyılda yaşamış ve Kuzey Hindistan’daki Nalanda Manastır Üniversitesi’nde bir hoca olan Shantideva isimli Budist bir rahip tarafından yazılmış olan bu kitap, döngüsel varoluşun acılarından kurtuluşu sağlayacak bir yaşam şeklini sunar. Bilgece bir yaşam şeklini, bir bilgenin kaleminden aktarır bizlere. Yaşamımızı ışığıyla aydınlatmamızı sağlayacak olan Aydınlanmış Aklı nasıl rehber olarak kullanacağımızı öğretir.
Aydınlanmış Akıl, bu acılar dünyasında her derde deva ve her tür sevincin kaynağıdır. Acılardan kurtulmayı dileyen herkes onun rehberliğinde yürümelidir. Dünyada herkes, ıstıraptan kurtulmayı dilemelerine rağmen, koşa koşa ıstıraba doğru gider, mutlu olmayı arzulamalarına rağmen, onu cahilce yok ederler. Bu, mutluluğun doğasını, dolayısıyla kendi doğamızı tanımıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Bencilce yaşamlar sürüyoruz, bu da çevreden daha kopuk, daha mutsuz yaşamlar yaratmamıza neden oluyor. Kendi mutluluğumuzun sadece kendimizle değil, herkesin mutluluğu ile ilgili olduğunu unutuyoruz. Dolayısıyla bencillikten uzak, tüm varlıkların yararına bir yaşam sürmemiz gerekiyor. Tüm varlıklara faydalı olma maksadı, aklın olağanüstü bir mücevheridir diyor, Shantideva. Başkalarının acılarını yok ettikçe aslında dünyadaki tüm acıları, dolayısıyla kendi acımızı da yok ettiğimizi söylüyor. Mutluluğu ve özgürlüğü kazanmamız için kusurlarımızı feda ettiğimiz, erdemli bir yaşamı tavsiye ediyor.
Erdemli yaşamın kolay bir yaşam olmadığını da hatırlatıyor aynı zamanda. Bunun için öncelikle kendimizle bir iç hesaplaşmaya davet ediyor. Yaşamımızdaki yanlışlarımızı cesurca kabullenmeye ve bu yanlışlarımızı düzeltmek için harekete geçmeye çağırıyor. Cömert olduğumuzu düşünüp, verme kapasitemiz olduğu halde en ufak bir şeyi bile vermeye tereddüt ettiğimizde, açgözlülüğün pençesine kolayca düşebileceğimizden bahsediyor.
Bilgece bir yaşam için liyakat kazanmak kolay değildir, bunun için arınma, tefekkür ve adanma gereklidir. Aydınlanan Akla teslimiyet, onun rehberliğinde ilerlemek, yolumuzu aydınlatacak, daha doğru kararlar almamızı sağlayacaktır. Uygulamada göstereceğimiz sabır ve devamlılık ise ilerlememizi sağlayacaktır. Sorumluluk duygusu ile hareket etme, karışıklık yaratan fikirlerden uzak durma, zihnimize hakim olma ve sürekli dikkatli olma, tüm korkuların ve acıların aslında kendi akılımızdan kaynaklandığını görmemize ve onlarla başa çıkmamıza yardımcı olacaktır. Kendimize hakim olduğumuzda aslında dünyadaki kötülüğü alt etmede önemli bir adım atmış oluruz. Kötülüğe karşı mücadelemizde kendi düşünce, duygu ve davranışlarımıza hakim olmak, sabır, çalışkanlık ve tefekkür, bizim en önemli silahlarımız olacaktır.